“ERGENEKON”, AYDIN DOĞAN, DEUTSCHE
BANK VE BND BAĞLANTISI
“Ergenekon” adı verilen zırva öylesine yerlere doğru ulaşmaya başladı ki, bu konunun “kuklaları” bile kendi kendilerini yakmaya başladılar, ama Allah’tan durumun farkında bile değiller.
Aydın DOĞAN, BND’nin ajanı mıdır, değil midir?
Aydın DOĞAN’a verilen asıl görev Türkiye İş Bankası’nın Deutsche Bank’a satılması konusunda “baş mama”lıktır. Yardımcı “mama”lık görevi ise M.R.K. ile D.B. aittir. Filmin esas oğlanı ise M.H.’dır. Plan 2002 yılında işlemeye başlamış, M.R.K. ile Aydın DOĞAN malum partinin 40 milletvekilini belirlemiş ve D.B.’ın bu adayları seçilebilir yerlere koymasını sağlamış, 40 milletvekili de seçilmiştir. Aydın DOĞAN’a bu operasyonu tamamlaması için verilen süre 2008 Ağustos ayında sona ermiştir. Doğal olarak aynı şahıslar D.B.’a 2007 seçimlerinde de 40 milletvekili vermişler ve tamamını seçtirmişlerdir.
Planın özet uygulamasını daha önce defalarca yazmıştım ama bu yazımın bir bütünlük arz etmesi için tekrar ediyorum.
D.S. ve şürekası Türkiye İş Bankası’ndaki Atatürk’e ait hisselerin M.H. tarafından tezgahlanacak bir Atatürk Vakfı’na devredilmesine onay verecekti. Problem Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’nun hisselerinde düğümleniyordu. Bu nedenle CHP her iki kurumun da Atatürk hisselerinden doğan paylarını ödememeye başladı ve konunun mahkemeye intikalini sağladı. Plan çok basitti. CHP, her iki kurumun da 12 EYLÜL Askeri Darbesi ile kapatıldığını, mevcutların Atatürk’ün hisselerinden yararlanmasını vasiyet ettiği kurumlar olmadığını iddia ediyordu. CHP, her iki kurumun savunmalarını “CHP de Atatürk’ün kurduğu CHP değildir. Çünkü o da 12 EYLÜL askeri darbesi tarafından kapatılmıştır.” şeklinde yapmışlarını istemiş ve bu konuda Aydın DOĞAN medyasını kullanmıştır. Ancak konu, bir tarafıyla Ankara’nın Türkiye’nin başkentliğinden dışlanması ve başkentin İstanbul’a taşınması planıyla ilgili olduğundan Anayurt Gazetesi tarafından dile getirilmiştir. Böylece Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil kurumu’nun oyuna gelmemesi sağlanmıştır.
Oyun, Aydın DOĞAN tarafından başarılamamış, Fehriye ERDAL’ın yurtdışına kaçmadan önce K. Adası’nda saklandığı yine “Ergenekon” düzmecesi içinde ortaya çıkınca, M.R.K. tarafından RTE’ye anlatılmak ve aktarılmak zorunda kalınmıştır. Bunun üzerini RTE ile Aydın DOĞAN büyük bir çatışmaya girmiş ve RTE Aydın DOĞAN’ın bu devirden elde edeceği payın tamamının kendisine verilmesi için baskı uygulamıştır. Bu baskıdan istediği sonucu alamayan RTE, bu kez Aydın DOĞAN’ın üzerine Maliye Bakanlığı’nın kuklalarını salmıştır.
Peki, Aydın DOĞAN neden böyle bir işe girmiştir?
Aydın DOĞAN’ın bütün varlığının tek sahibi Deutsche Bank’tır. Hatta Aydın DOĞAN’ın iç çamaşırlarının bile. Bu ilişki, Deutsche Bank’a kriz öncesi ciddi boyutta döviz transferi ile başlamıştır. Deutsche Bank’a bu operasyonda Aydın DOĞAN medyası ve medyasında görev yapan “tetikçi” ekonomistler yardım etmişlerdir. Deutsche Bank, o dönemden sonra Aydın DOĞAN’ı fonlamış ve sonunda Aydın DOĞAN’a ait her şeyinin sahibi olmuştur. Deutsche Bank’ın teklifi nettir. Türkiye İş Bankası karşılığında, Aydın DOĞAN’ın bütün borçlarının silinmesi ve Türkiye İş Bankası’ndan M.R.K.’a % 5, Aydın DOĞAN’a % 5, D.B. ve politbürosuna % 5 ve M.H.’a da % 5 hisse devridir.
Bu oyun yıllar önce yine benim yazdığım bir yazı ile Anayurt Gazetesi tarafından büyük oranda bozulmuştur. Bu nedenlerledir ki Anayurt Gazetesi’ne reklam verdirilmemekte, gazetenin batması için olmadık oyunlar oynanmaktadır.
Kısaca, “Ergenekon” soytarılığında ilk olarak içeri alınan İsmail YILDIZ’ın telefon dinlemelerine takılan sözleri onun hangi amaçla ve planla içeri alındığının en önemli kanıtıdır. İsmail YILDIZ, bu ülkenin yetiştirdiği onurlu ve dürüst bir Türk evladıdır. İsmail YILDIZ, bu ülkede Türk Bayrağı’nın dalgalanması, ezanların susmaması için her şeyini feda etmiş adı sanı bilinmeyen binlerce Meçhul Asker’den biridir. SESAR Başkanı İsmail YILDIZ bütün hainlerin, işbirlikçilerin, ajanların, nesebi şaibelilerin, onun-bunun çocuklarının korkulu rüyası olduğundan hala içeridedir. Tek kabahati, “adam gibi adam bir Türk Evladı” olmasıdır. Aydın DOĞAN ise aslında bir ajan değil, BND’nin kuklasıdır.
Suriye sınırındaki mayınlarla ilgili “Çok Gizli” operasyonda da, M.R.K., Aydın DOĞAN ve RTE aynı kaba etmektedirler. Nasıl mı?
Dahası ve ayrıntısı, zamanı geldiğinde…
Cem YAREN-Silopi
“Ergenekon” adı verilen zırva öylesine yerlere doğru ulaşmaya başladı ki, bu konunun “kuklaları” bile kendi kendilerini yakmaya başladılar, ama Allah’tan durumun farkında bile değiller.
Aydın DOĞAN, BND’nin ajanı mıdır, değil midir?
Aydın DOĞAN’a verilen asıl görev Türkiye İş Bankası’nın Deutsche Bank’a satılması konusunda “baş mama”lıktır. Yardımcı “mama”lık görevi ise M.R.K. ile D.B. aittir. Filmin esas oğlanı ise M.H.’dır. Plan 2002 yılında işlemeye başlamış, M.R.K. ile Aydın DOĞAN malum partinin 40 milletvekilini belirlemiş ve D.B.’ın bu adayları seçilebilir yerlere koymasını sağlamış, 40 milletvekili de seçilmiştir. Aydın DOĞAN’a bu operasyonu tamamlaması için verilen süre 2008 Ağustos ayında sona ermiştir. Doğal olarak aynı şahıslar D.B.’a 2007 seçimlerinde de 40 milletvekili vermişler ve tamamını seçtirmişlerdir.
Planın özet uygulamasını daha önce defalarca yazmıştım ama bu yazımın bir bütünlük arz etmesi için tekrar ediyorum.
D.S. ve şürekası Türkiye İş Bankası’ndaki Atatürk’e ait hisselerin M.H. tarafından tezgahlanacak bir Atatürk Vakfı’na devredilmesine onay verecekti. Problem Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’nun hisselerinde düğümleniyordu. Bu nedenle CHP her iki kurumun da Atatürk hisselerinden doğan paylarını ödememeye başladı ve konunun mahkemeye intikalini sağladı. Plan çok basitti. CHP, her iki kurumun da 12 EYLÜL Askeri Darbesi ile kapatıldığını, mevcutların Atatürk’ün hisselerinden yararlanmasını vasiyet ettiği kurumlar olmadığını iddia ediyordu. CHP, her iki kurumun savunmalarını “CHP de Atatürk’ün kurduğu CHP değildir. Çünkü o da 12 EYLÜL askeri darbesi tarafından kapatılmıştır.” şeklinde yapmışlarını istemiş ve bu konuda Aydın DOĞAN medyasını kullanmıştır. Ancak konu, bir tarafıyla Ankara’nın Türkiye’nin başkentliğinden dışlanması ve başkentin İstanbul’a taşınması planıyla ilgili olduğundan Anayurt Gazetesi tarafından dile getirilmiştir. Böylece Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil kurumu’nun oyuna gelmemesi sağlanmıştır.
Oyun, Aydın DOĞAN tarafından başarılamamış, Fehriye ERDAL’ın yurtdışına kaçmadan önce K. Adası’nda saklandığı yine “Ergenekon” düzmecesi içinde ortaya çıkınca, M.R.K. tarafından RTE’ye anlatılmak ve aktarılmak zorunda kalınmıştır. Bunun üzerini RTE ile Aydın DOĞAN büyük bir çatışmaya girmiş ve RTE Aydın DOĞAN’ın bu devirden elde edeceği payın tamamının kendisine verilmesi için baskı uygulamıştır. Bu baskıdan istediği sonucu alamayan RTE, bu kez Aydın DOĞAN’ın üzerine Maliye Bakanlığı’nın kuklalarını salmıştır.
Peki, Aydın DOĞAN neden böyle bir işe girmiştir?
Aydın DOĞAN’ın bütün varlığının tek sahibi Deutsche Bank’tır. Hatta Aydın DOĞAN’ın iç çamaşırlarının bile. Bu ilişki, Deutsche Bank’a kriz öncesi ciddi boyutta döviz transferi ile başlamıştır. Deutsche Bank’a bu operasyonda Aydın DOĞAN medyası ve medyasında görev yapan “tetikçi” ekonomistler yardım etmişlerdir. Deutsche Bank, o dönemden sonra Aydın DOĞAN’ı fonlamış ve sonunda Aydın DOĞAN’a ait her şeyinin sahibi olmuştur. Deutsche Bank’ın teklifi nettir. Türkiye İş Bankası karşılığında, Aydın DOĞAN’ın bütün borçlarının silinmesi ve Türkiye İş Bankası’ndan M.R.K.’a % 5, Aydın DOĞAN’a % 5, D.B. ve politbürosuna % 5 ve M.H.’a da % 5 hisse devridir.
Bu oyun yıllar önce yine benim yazdığım bir yazı ile Anayurt Gazetesi tarafından büyük oranda bozulmuştur. Bu nedenlerledir ki Anayurt Gazetesi’ne reklam verdirilmemekte, gazetenin batması için olmadık oyunlar oynanmaktadır.
Kısaca, “Ergenekon” soytarılığında ilk olarak içeri alınan İsmail YILDIZ’ın telefon dinlemelerine takılan sözleri onun hangi amaçla ve planla içeri alındığının en önemli kanıtıdır. İsmail YILDIZ, bu ülkenin yetiştirdiği onurlu ve dürüst bir Türk evladıdır. İsmail YILDIZ, bu ülkede Türk Bayrağı’nın dalgalanması, ezanların susmaması için her şeyini feda etmiş adı sanı bilinmeyen binlerce Meçhul Asker’den biridir. SESAR Başkanı İsmail YILDIZ bütün hainlerin, işbirlikçilerin, ajanların, nesebi şaibelilerin, onun-bunun çocuklarının korkulu rüyası olduğundan hala içeridedir. Tek kabahati, “adam gibi adam bir Türk Evladı” olmasıdır. Aydın DOĞAN ise aslında bir ajan değil, BND’nin kuklasıdır.
Suriye sınırındaki mayınlarla ilgili “Çok Gizli” operasyonda da, M.R.K., Aydın DOĞAN ve RTE aynı kaba etmektedirler. Nasıl mı?
Dahası ve ayrıntısı, zamanı geldiğinde…
Cem YAREN-Silopi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder